Olumsuz Duygular ve Yemek Yeme
Stresli bir durumla karşılaştığımızda, endişelendiğimizde ya da üzüldüğümüzde birçoğumuz şekerli ya da yağlı yiyeceklere saldırırız. Marketten çeşit çeşit çikolatalar alır ya da evdeki paketli gıdalara yöneliriz farkında bile olmadan. Bir porsiyon ya da bir adet yiyeceğim desek de elimizdeki paketin sonuna gelmiş buluruz kendimizi. Peki neden böyle durumlarda en büyük kurtarıcımız yiyecekler olur? Beynimiz böylesine olumsuz durumlarla meşgulken bedenimizin aslında ihtiyaç duyduğu şey ne?
Yaşadığımız negatif duygular, bedenimizde tokluğa benzer bir durum yaratır. Bunun nedeni yaşadığımız duygusal değişimlerin, vücudumuzda “katekolamin” adı verilen, iştah engelleyici hormonların salınmasına yol açmasıdır. Aynı zamanda negatif duygularla birlikte mide sıvımızda da birtakım değişiklikler de meydana gelir ve bunun sonucunda bedenimizde tokluğa benzer bir his yaratır. Bedenimizdeki tüm bu değişikliklere rağmen olumsuz duygular karşısında yeme eğilimi yaşamamız biyolojik açıdan şaşırtıcıdır. Bedenimiz bize negatif duygular karşısında yemek yememeyi öğütlerken bir çoğumuz bu duygular karşısında aşırı yeme eğilimi gösteriyoruz.
Olumsuz durumlar karşısındaki bu aşırı yeme davranışı farklı teorilerle farklı şekillerde açıklanabilir. Bu teorilerden birine göre, yaşanan negatif durumlarla baş edebilmek için farklı savunma mekanizmaları kullanırız. Negatif duygularımızdan kaçmak için bizi mutlu edecek farklı şeylere yöneliriz. Kısa yol olarak da yemeği kullanırız. Yemekten zevk alırız ve yemeğin tadı, kokusu, yasaklı yiyecekleri yerken alınan ödül duygusu bizi negatif duygulardan uzaklaştırır, ya da biz öyle algılarız. Bir başka teoriye göre de yemek yemek olumsuz duyguları maskeler. Yemek yiyerek dikkatimizi asıl sıkıntı kaynağından uzaklaştırıp yemeğe odaklanırız ve kendimizi rahatlatırız. Bir anlığına da olsa olumsuz duygularımız hiç yokmuş gibi davranırız. İki teoride de ortak nokta, yemek yemenin bir kaçış yolu olarak görülmesidir.
Dikkatli bakıldığında sorunun duyguları kontrol etmekte olduğu anlaşılır. Duygularıyla nasıl baş edeceğini bilemeyen birey en güvenilir ve tanıdık yolları seçer. En ulaşılabilir ve hızlı kaynak olarak da yemek yemeyi görür. Günlük hayatta duygularını baskılama yolu seçenlerin negatif duygularla yüklü olduklarında daha fazla gıda tükettikleri bulunmuştur. Duygularını bastıran kişilerin ayrıca sağlıksız yiyecekleri sağlıklı yiyeceklere tercih ettikleri de araştırmalarla ortaya çıkmıştır. Duygularını kontrol edebilen bireylerde ise sağlıksız yiyeceklere yönelme daha azdır. Bunun için öncelikle yapılması gereken şey, olumsuz duygular karşısında anda kalabilmek ve “şu anda nasıl hissediyorum” sorusunu kendine sorabilmektir. Düşünerek, planlayarak ve kendimizi kontrol ederek duygularımızı tekrar değerlendirebilirsek alacağımız hazzı da ertelemiş oluruz. Çünkü aslında bedenimizin olumsuz duygularımız karşısında yemek yemeye değil, duygularını dinleyip ona göre hareket etmeye ihtiyacı vardır.
Kaynak: Duygularınızı Beslemek: Duygu Düzenleme Stratejileri ve Duygusal Yeme Catharine Evers, F. Marijn Stok1 ve Denise TD de Ridder, Kişilik ve Sosyal Psikoloji Bülteni 36 (6) 792–804.
Yorum Yaz