Duygu Odaklı Grup Terapisi
Türkiye’de ilk defa yapılacak bir grup terapisini tanıtmak istiyorum.
Daimi öğrenciliğim, duygu odaklı terapinin farklı uygulamalarında yolculuğa sürüklüyor beni. Duygu odaklı çift terapisi, aile terapisi, yeme bozukluğu terapisinin ardından, bu kış yeni bir format ile tanıştım. Kanada’da bulunan CPEH’den (Center for Psychology and Emotional Health) “Emotion Focused Mindfulness Therapy” eğitmenlik eğitimini aldım.
Bu format, senelerdir bilinçli farkındalık (mindfulness) konusunda çalışan, derin meditasyon deneyimine sahip bir terapistin, Bill Gayner’in meditasyonu, derin terapiye uyarlamasıyla ortaya çıktı. Ufuk açan bu eğitmenlik eğitimini, duygu odaklı terapilerin en deneyimli eğitmenlerinden Dr. Serine Warwar ile beraber verdiler. Bu çalışmada, beden duyumlarını da yoğun kullanan focusing (odaklanma) meditasyonu ve grup üyelerinin şefkatli desteğiyle, derin, karanlık ve aydınlık yanlarımıza doğru yolculuğa çıktık.
Duygu Odaklı Farkındalık Terapisi (EFTM), katılımcıların, diğerlerinin deneyimlerine şahit olarak kendi içsel yolculuklarına çıktıkları bir grup terapisidir. Grup formatında yapılan bu terapi, bazen zorlayıcı, bazen de keyif verici olabiliyor. Kesin olan, ufuk açıcı ve büyütücü olduğu. Hem kendi deneyimim hem de katılımcıların paylaşımlarına dayanarak bunları net söyleyebilirim. Kişisel tekamül, farkındalıklar ölene kadar devam ediyor, farklı araçlar, formatlar, farklı seviyeleri keşfetmemize olanak sağlıyor. Bitmemiş iş ve iç çatışmalara hitap etmek, yaşamda daha iyi yer alabilmek, büyümek ve gelişmeyi sağlamak için duygusal deneyimlemeyi güçlendirmeyi vurgular.
Katılımcılar kendi iç dünyalarını, farkındalıklarını, duygularını istedikleri kadar açarlar; terapist destekler, bazen derinleştirir (danışan isterse). Diğerleri şahit oldukları deneyimin kendi içlerinde yansılamalarına odaklanırlar, isterlerse paylaşırlar. Focusing (odaklanma) ve yazma meditasyonlarının temel alındığı bu format, adeta zenginleştirilmiş bireysel terapidir. Kişiler, farklı duyguları, güvenli bir ortamda tanırlar, deneyimlerler. Yalnız olmadıklarını hatırlarlar, kendilerine ve başkalarına karşı şefkat duyguları artar.
Bu çalışma gündelik hayatımızda ilişki yönetiminin nasıl olduğunu, iletişimin nasıl algılandığını ve yorumlandığını da aynalar.
Focusing: Odaklanma olarak çevirdiğimiz bu “içe bakış” metodu Eugene Gendlin tarafından ortaya konmuştur. Duygu ve düşüncelerin bedendeki yansımasına odaklanır. Beden tepkileri (önceden bildiğimiz veya yeni çıkanlar)iç sesimizin bizimle konuşmasıdır. “Felt-sense” denilen beden duyumları, fiziksel hisler iç dünyamızın derinliklerine götürür bizi. İç içe saklanan bebekler gibi, bir duyumdan daha derinlerdeki başka bir duyuma gideriz. Henüz sözcüklerle dile getirilmeyen duyulara ve duygulara, açık ve yargılayıcı olmadan dikkat vererek içgörü kazanılır.
Yazma meditasyonu: Odaklanma meditasyonunun ardından, hissedilenleri yargısız, olduğu gibi yazıya dökerken, farkındalıklarımız derinleşebilir, farklı yönlere gidebilir, netleşebilir. Zihni, duyguyu, 3 boyutlu şekle dökmek içgörülerin kalıcılığını destekler.
Oturum akışı: Toplam 2 saat süren bir oturumda, ilk 30 dakika meditasyonlara ayrılır, ardından 90 dakika katılımcıların paylaşımı, derinleşmesi, farkındalık kazanmalarıyla geçer. Az sayıda kişiyle yapılan bu çalışmayı, terapist yönetir. Gerekli görürse, katılımcı da onay verirse, derin çalışma da yapabilir.
Katılımcılar neyi, ne kadar isterlerse o kadar paylaşırlar – tamamen susmayı da seçebilirler. Diğerlerinin mahremiyetine de saygı göstereceklerini, tüm konuşmaların, deneyimlerin kendilerinde saklı kalacaklarına söz verirler.
Grup çalışmaları, periyodik aralıklarla yapılacaktır. Bu çalışma hakkında daha fazla bilgi almak veya yeni açılacak gruplara kayıt yaptırmak için (0212) 352 7087’yi arayabilirsiniz.
Yorum Yaz